Türkiye’de Son yıllarda sayıları artan ayılar, şehir merkezlerine akın etmeye başladı. Her yıl birçok kişinin yaralanmasına neden olan ayılar, yayladaki meskenlerine de girerek zarar veriyor. Türkiye’de özellikle Doğu ve Batı Karadeniz Bölgesi ile Doğu Anadolu Bölgesi’nde sıkça görülen ayılara karşı önlem alınması gerektiğini belirten Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Orman Fakültesi Yaban Hayatı Ekolojisi ve Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Shagdan Obur, ” Ülkemizde ayı sorunu yıllardır sorun. İstikrarlı bir şekilde büyüyor. Bu sorunun analizi için bir önerimiz var. Ama her şeyden önce bu tekliflere kulak asmamalılar. Güzel için gerçek olmayan ama korkunç için her zaman gerçek olan bir akım vardır. Yasal olarak ayı kontrol altında ve sürekli büyüyor. Bir ayı yavrusuna yalnızca diğer büyük avcılar zarar verebilir. Ancak rekabet ayı engellemeye yetmiyor. Ülkemizde gıda kaynakları artmaktadır. Ayı, bitki kökenli bir hayvandır, ancak et bulduğunda onu görmezden gelmez. Hem et hem de ot yiyebilen bir hayvandır. Bu sefer insanlar kendilerine de zarar verebilir. Yılda ortalama 2 kişinin ölümüne neden olan, çok sayıda yaralanmaya neden olan ve aynı zamanda maddi kayıplara da konu olan ayı ile ilgili inceleme noktasında maalesef herhangi bir adım atmadık. Sadece önleyici arı kovanlarından bahsediyoruz, bahçelerimizi böyle elektrik telleri ile çevirelim, gruplar halinde dolaşalım, bunları konuşuyoruz ama bunlar ayının can sıkıntısını azaltan şeyler değil.” söz konusu.
‘Herkes bir yerlerde ayıyla karşılaşmaya başladı’
Karadeniz Bölgesi ve Doğu Anadolu Bölgesi’nin bazı bölgelerindeki ayı popülasyonunun dünya ortalamasının üzerinde olduğuna dikkat çeken Obura, “ Ayının her yıl 2-4 ortasında bir yavrusu olur. Muhtemelen bir tanesini yetiştiriyor yani sürüye katıyor. Ayılar her yıl böyle bir veya iki yavru yetiştirirse, nüfus düzgün bir şekilde taşar. Bugün Türkiye’de dünya ortalamasının üzerinde diyebileceğimiz ayı popülasyonuna sahip yerlerimiz var. Doğu ve Batı Karadeniz Bölgeleri ile Doğu Anadolu’da lider yerlerimiz var. Türkiye’nin diğer tüm bölgelerinde de ayı popülasyonu var ama çok yüksek olduğu yerlerden bahsediyoruz. Çok yüksek olduğu yerlerde önlem almazsak tabii ki insanımız bununla karşılaşacak. Köyler ve yaylalar artık eskisi kadar kalabalık değil. Hayvancılık yapan yok. Bugün Kaçkar Dağı’na giderseniz sütü aşağıdan getiriyorlar. Yumurtayı aşağıdan getiriyorlar. Kırsal kesimde bu kadar az insan olmasına rağmen ayılarla rekabet bu kadar artıyorsa durup düşünmek gerekiyor. Kırsal kesimde hem insan az, hem de ayı rekabeti artıyor. Burada çok net bir sorun var. Bu, ayı popülasyonunun önemli ölçüde arttığı anlamına gelir. Ayı ile yarışma haberlerini çok sık duyduk. Yürüyen her kümeden ayıyla ilgili bir çekim gelmeye başladı. Herkes bir yerlerde ayıyla karşılaşmaya başladı. Ayı artık her yeri sarmaya başladı. Sahilden dağların tepesine kadar her yerde karşımıza çıkmaya başladı. Şimdi daha önce hiç görülmemiş yerlerde ortaya çıkıyor. Şikayetler arttı. Yayla evlerini yıkıp zarar verdiğine dair haberler var ama o kayıp bir fedakarlık. İnsanımızı feda ediyoruz, yaralananlar var.” sözlerini kullandı.
